Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin,
2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nda en büyük payın bu yıl da eğitime
ayrıldığını söyledi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda,
Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin sunumunu yapan Milli Eğitim Bakanı Yusuf
Tekin, Cumhuriyet'in 100. yılını kutladı.
Cumhuriyet'i kuran Gazi Mustafa Kemal
Atatürk'ü, vefatının 85. yılında saygıyla andıklarını ifade eden Tekin,
Atatürk'ün "Cumhurbaşkanı olmasaydım, Milli Eğitim Bakanı olurdum."
sözleriyle yücelttiği bir sorumluluğu taşıma bilinciyle var güçleriyle
çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.
Eğitim ile hem kalkınma hem de milli
birlik ve beraberliğin sağlanması arasında çok güçlü bir bağ bulunduğuna işaret
eden Tekin, bireylerin eğitim seviyesi arttıkça ülkenin siyasi, sosyal ve
ekonomik gelişiminin de aynı oranda arttığını söyledi.
Bakan Tekin, şu değerlendirmelerde
bulundu:
"Cumhuriyet'in 100. yılında daha
müreffeh bir Türkiye'nin şafağında eğitim sistemimizi, kendini tanımanın ve iyi
insan olmanın şartlarını içeren bir özgürleşme süreci olarak yapılandırıyoruz.
Kendi medeniyet değerlerimiz ekseninde dünyayı kavrayan güçlü bireylerin
kültür, sanat ve teknoloji odaklı gelişimlerine dayanan yeni bir sistematik
oluşturma çabasındayız. Türkiye'nin bugün olduğu gibi yarın da ideal
mefkuresini tanımlayabilmesi bakımından hayati bir öneme sahip olan ve maddi
altyapısı büyük oranda tamamlanmış bir zeminde kurulacak bu yeni eğitim öğretim
sistematiği, maarif çağı olarak tecelli edeceğine inandığımız Türkiye Yüzyılı
idealinin gerçekleşmesi için kritik bir önem arz etmektedir. Son 20 yılda büyük
oranda tamamlanan bu altyapı üzerinde kendi sistemimizi inşa etmenin,
istişareye dayalı ve milli bir bilinçle kendi modelimizi üretmenin tam vakti
olduğuna inanıyoruz.
Bizim modelimiz hem insani varoluşumuzun
evrensel doğasına uygun ve onu geliştiren bir felsefe üzerine kendisini
konumlandıracak hem de ait olduğumuz tarihin, geleneğin ve medeniyetin temel
karakteristiğini taşıyan milli bir içerikle şekillenecektir. Ancak bu sayede
eğitimde arzu ettiğimiz hedefleri yakalayabilir, gençlerimizin hem doğal ve
fıtri gelişimini esas alan hem de pedagojik ihtiyaçlarını karşılayabilen zengin
bir müktesebat üretebiliriz. Bu, şüphesiz ki bizim müntesibi ve takipçisi
olduğumuz büyük ve kadim medeniyet vizyonumuzun da bir gereğidir."
Bu inançla, erken çocukluk eğitiminden
başlayarak eğitim ve öğretimin her kademesinde bütün bireylerin nitelikli
eğitime eriştiği bir sistemi oluşturmayı hedeflediklerini dile getiren Tekin,
bütün çalışmaları bu hedefe uygun olarak yürüttüklerini, eğitim politikalarını
bu doğrultuda şekillendirdiklerini vurguladı.
Tekin, kısıtlı imkanlarla 100 yıl
öncesinde kurulan Cumhuriyet'in, bugün 19 milyonun üzerinde öğrencisi, 1
milyonun üzerinde öğretmeni, 74 binin üzerinde eğitim kurumuyla yaklaşık 21
milyonluk kitleyi, dolaylı olarak Türkiye'nin tamamını etkileyen bir aritmetiğe
sahip olduğunu ifade etti.
"Bütçede en büyük
pay eğitime ayrıldı"
Bakan Tekin, 2024 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu'nda en büyük payın bu yıl da eğitime ayrıldığını, toplumun tüm
kesimlerini içine alan örgün ve yaygın eğitim hizmetlerini yürütmek için Milli
Eğitim Bakanlığı (MEB), Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi Başkanlığı (ÖSYM), Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK), üniversiteler
ve diğer bakanlıklara ayrılan kaynaklarla birlikte eğitim bütçesinin 1 trilyon
619 milyar 907 milyon 408 bin lira olarak belirlendiğini anlattı.
Bu rakamın 2024 yılı merkezi yönetim
bütçesinin yüzde 14,6'sını oluşturduğunun altını çizen Tekin, "2002'de 4
milyar 955 milyon dolar olan Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi, 2023 yılında 16
milyar 215 milyon dolara, 2024 yılında ise 38 milyar 294 milyon dolara
çıkarıldı." dedi.
Tekin, sunumunda, obezite ve dijital
bağımlılıkla mücadele, fiziksel aktivitenin teşviki, devam-devamsızlık, sınıf
tekrarı ve ölçme değerlendirme, öğretmenlerle görüşme için randevu sisteminin
getirilmesi gibi konuları içeren mevzuat değişikliklerine ilişkin bilgiler
verdi.
Müdahale komisyonları
kurulacak
Bakan Tekin, devamsızlık ve erken okul
terki riski taşıyan öğrencilerin devam ettiği okullara yönelik kurumsal
kapasite geliştirme ve erken okul terkine yönelik farkındalık arttırma
çalışmalarına devam ettiklerini, bu kapsamda okullarda önleme müdahale
komisyonları kurulmasını kararlaştırdıklarını söyledi.
Ayrıca görsel sanatlar, müzik, drama,
performans sanatları, atölye çalışmaları, telafi, yetiştirme sınıfları ve
öğrenciler için mentörlük hizmetleri gibi okul içi ve okul dışı eğitim
etkinliklerinden oluşan entegre bir önleme, müdahale ve telafi modeli
geliştirme çalışması içerisinde olduklarını kaydeden Tekin, ortaöğretim çağ
nüfusunda okullaşmayan tüm gençlere tek tek ulaşarak şartlarına uygun okullaşma
seçeneklerinden faydalanmalarını sağladıklarını aktardı.
Eğitim çağ nüfusundaki tüm çocukların
eğitimle buluşmalarını sürdürülebilir kılmayı amaçladıklarını belirten Tekin,
"Tüm eğitim kademelerinde okuldan erken ayrılma riski taşıyan öğrencilerin
erken tespitini kolaylaştırmak için çoklu veri noktaları kullanan bir erken
uyarı sistemi geliştiriyoruz." bilgisini verdi.
"Öğretim
programlarında yaptığımız değişiklikleri bu motivasyonla
gerçekleştiriyoruz"
Bakan Tekin, eğitimin niteliğinin
artırılması amacına yönelik, yaşanan toplumsal gelişmeler, oluşan talepler ve
değişen yaşam şartları neticesinde öğrencilere çağın gerektirdiği temel
yetkinlikleri, fikri temelleri ve toplumsal değerleri kazandırmayı
istediklerini dile getirerek şöyle devam etti:
"Bakanlık olarak öğretim
programlarında yaptığımız değişiklikleri bu motivasyonla gerçekleştiriyoruz.
İçeriğin, birbirinden kopuk bilgi kompartımanları şeklinde değil gündelik
hayatta olduğu gibi birbiri ile ilişkili bir bağlam bütünlüğü içerisinde
öğrencilere kazandırılmasını hedefliyoruz. Böylece öğrencilerin gerçek hayatta
karşılaştıkları problemlerde olduğu gibi olaylara çok boyutlu yaklaşmalarına
imkan verecek bir anlayışı mümkün olduğunca hakim kılmaya çaba sarf ediyoruz.
Bakanlığımıza bağlı örgün ve yaygın eğitim kurumlarında uygulanan programları,
konu alanında meydana gelen değişim ve gelişmeler, bireyin ve toplumun ihtiyaç
ve beklentileri ile K-12 Beceriler Çerçevesi Türkiye Bütüncül Modeli
doğrultusunda sürekli iyileştirmekte ve güncellemekteyiz."
Bu değişimlerin yaşandığı alanları
sürekli takip ettiklerini, gerekli çalışmaları hızlıca ders çizelgeleri ve
öğretim programlarına yansıttıklarını ifade eden Tekin, bu doğrultuda
ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde uygulanmakta olan haftalık ders
çizelgelerinde yer alan seçmeli dersler bölümünü; öğrencilerin gerekli akademik
becerileri edinmelerinin yanında yetenekleri doğrultusunda da
yetiştirilmelerinin sağlanması, ilgi ve ihtiyaç duydukları alanlarda
gelişimlerine zemin hazırlanması, milli, manevi, ahlaki değerlerin
kazandırılması amacıyla 2023-2024 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanmak
üzere güncellediklerini söyledi.
Haftalık ders çizelgeleri kapsamında
ihdas edilen seçmeli derslere yönelik öğretim programları geliştirdiklerini
anlatan Tekin, çağın ihtiyaçlarını ve gelişen teknolojiyi göz önünde
bulundurarak hem ilköğretim hem de ortaöğretim seviyesinde seçmeli ders grubunu
bir bütün olacak şekilde "insan, toplum ve bilim", "din, ahlak
ve değer" ile "kültür, sanat ve spor" olmak üzere üç başlıkta
güncellediklerini dile getirdi.
"Değerlerimizi
evrensel bakış açısıyla harmanlayarak yeniden inşa etmeliyiz"
2023-2024 eğitim öğretim yılından
itibaren okutulmak üzere ilköğretim seviyesinde 16 seçmeli dersi, ortaöğretim
seviyesinde de 18 seçmeli dersi öğrencilerin tercihine sunduklarına işaret eden
Tekin, ayrıca "sosyal sorumluluk programı" ile sosyal sorumluluk ve
toplum hizmeti anlayışının geliştirilmesini hedeflediklerini ve ortaöğretim
süresi boyunca en az 40 saatlik sosyal sorumluluk programı çalışma zorunluluğu
getirdiklerini kaydetti.
Medeniyetin nesillere aktarılmasının ancak
ve ancak dilin korunması, geliştirilmesi ve güçlenmesiyle sağlanabileceğine
dikkati çeken Tekin, "Eğitimciler olarak hepimizin öncelikli görevi, miras
aldığımız medeniyetimizi idrak ederek milli kültür şuuruyla dilimize sahip
çıkmaktır. Yerli ve milli kültür değerlerimizi evrensel bakış açısıyla
harmanlayarak yeniden inşa etmeliyiz. Teknolojik gelişimlerin, yaşanan
dönüşümlerin ve dijitalleşmenin hayatımızın her alanını etkilediği bu hızlı
akan çağda, dilimizi tüm özgünlüğüyle muhafaza etmek birincil vazifemizdir."
diye konuştu.
Bakan Tekin, 6 Şubat depremlerinin
tahribatını gidermek için Bakanlık olarak birçok alanda kapsamlı faaliyetler
gerçekleştirdiklerini anlattı.
Onarım ihtiyacı oluşan eğitim
yapılarının tamamının çalışmalarını tamamladıklarını dile getiren Tekin, bu
kapsamda deprem bölgesindeki yaklaşık 45 bin dersliği, 2023-2024 eğitim öğretim
dönemi için hazır hale getirdiklerini söyledi.
"Başta
yükseköğretime erişim olmak üzere birçok alanda önemli ilerlemeler
kaydedildi"
Bakan Tekin, yükseköğretimde son
yıllarda yaşanan niceliksel büyümeyle başta yükseköğretime erişim olmak üzere
birçok alanda önemli ilerlemeler kaydedildiğini söyledi.
2022-2023 eğitim ve öğretim yılı
itibarıyla 129 devlet, 78 vakıf olmak üzere 207 yükseköğretim kurumunda 8,3
milyon öğrencinin öğrenim gördüğünü dile getiren Tekin, 1984 yılında 20 bin 333
olan öğretim elemanı sayısının ise 2022 yılında 184 bin 702'ye yükseldiğini
ifade etti.
Tekin, 2022 verilerine göre 93 bin 813
öğretim üyesi bulunduğunu aktararak, şöyle konuştu:
"Öğretim elemanlarının yüzde
45,78'si kadın, yüzde 54,22'si erkektir. Profesör unvanına sahip öğretim
üyelerin üçte biri kadındır. 2003 yılında kadın öğretim elemanı sayısı toplam
öğretim elemanı sayısının yüzde 37'si iken bugün bu oran yüzde 46'ya
yükselmiştir. 2003'te araştırma görevlisinin yüzde 42'si kadın iken bugün bu
oran yüzde 53'e ulaşmıştır. Araştırma görevlilerinin sayısındaki artış ilerleyen
dönemde yükseköğretim sistemimizdeki öğretim üyesi sayısını da
artıracaktır."
Yükseköğretimde misyon farklılaşması ve
ihtisaslaşma alanında son yıllarda önemli gelişmeler kaydedildiğini vurgulayan
Tekin, 22 devlet üniversitesinin genel ve geleneksel çalışmaları dışında,
bölgelerin kendi dinamikleri ile hazırlayıp sundukları projeler doğrultusunda
bölgesel kalkınma odaklı misyonlar edinmelerinin sağlandığını belirtti.
Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs
uygulamasıyla YÖK tarafından ilk etapta 11 pilot üniversitenin belirlendiğini
ifade eden Tekin, üniversitelerin sürdürülebilir, enerji verimli, doğa dostu,
sıfır atıklı ve çevreye asgari düzeyde etki eden kampüslere sahip olmasının
hedeflendiğini dile getirdi.
Tekin, son iki yılda birçok üniversitede
yapay zeka alanında lisans ve lisansüstü programlar açıldığını, ilk defa
Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü
kurulduğunu anımsatarak, "Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi
aracılığıyla yürütülen proje kapsamında 4 üniversitede kurulan siber güvenlik
meslek yüksekokullarına 2023 yılından itibaren öğrenci alınmaya
başlanmıştır." dedi.
Yükseköğretim Kalite Kurulunun (YÖKAK)
faaliyetleri hakkında da bilgi veren Tekin, şunları kaydetti:
"YÖKAK, 2023 yılı itibarıyla
halihazırda 189 yükseköğretim kurumunun kurumsal dış değerlendirmesini
tamamlamış, 145 yükseköğretim kurumuna yönelik izleme faaliyetlerini
gerçekleştirmiş ve 53 yükseköğretim kurumunu Kurumsal Akreditasyon Programı
kapsamında akredite etmiştir. 2027 yılına kadar tüm yükseköğretim
kurumlarımızın Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında değerlendirilmesinin
tamamlanması planlanmıştır. YÖKAK dış değerlendirme çalışmaları gerçekleştiren
ulusal kuruluşların yetkilendirilmesi ve uluslararası kuruluşların tanınması
görevi kapsamında, program akreditasyonu çalışmaları yürüten 24 ulusal
akreditasyon kuruluşuna yetki vermiş ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşunu
tanımıştır."
Yusuf Tekin, ÖSYM'nin tüm hizmetlerini
e-Devlet standartları çerçevesinde yürüttüğünü, bilimsel ve teknolojik
yeniliklerden yararlanarak sürekli kendisini geliştirdiğini ve hizmet
kalitesini günden güne artırdığını söyledi.
ÖSYM'den deprem
bölgesinde ücretsiz hizmet
ÖSYM'nin tek ve çift yıllarda değişmek
üzere, her yıl yaklaşık 13 milyon adaya 55 farklı sınav gerçekleştiren bir
kurum olduğunu hatırlatan Tekin, şöyle devam etti:
"6 Şubat'ta meydana gelen depremler
sonrası Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (YKS), Kamu Personeli Seçme Sınavı'na
(KPSS) ve Dikey Geçiş Sınavı'na (DGS) başvuru yapan adaylar ile bugüne kadar
yapılan çeşitli sınavlarda şehit eşi, şehit çocuğu, gazi, gazi eşi ile gazi
çocuklarından yaklaşık 3 milyon adaya ücretsiz sınav başvurusu ile sınav
tercihi ve yerleştirme hizmeti verilmiştir. Afet bölgesinde dönemsel olarak
gerçekleştirilen ücretsiz sınav uygulaması şehit eşi, şehit çocuğu, gazi, gazi
eşi ve gazi çocuklarına yönelik olarak devam etmektedir."
ÖSYM'nin elektronik sınav uygulaması
yapılan yabancı dil ve elektronik sınav merkezi sayısını artırıp hizmet ağını
genişletme çalışmalarına da devam ettiğini belirten Tekin, "Ankara
Esenboğa e-Sınav Merkezi, aynı anda 5 bin adayın elektronik sınava girebileceği
kapasitesiyle dünyanın en büyük elektronik sınav merkezlerinden biridir.
İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça, Rusça, Farsça, Bulgarca, İspanyolca,
İtalyanca ve Yunanca sınavları ile birlikte toplamda 10 farklı yabancı dilde
elektronik sınavlar gerçekleştirilmektedir." diye konuştu.
Tekin, 2023 yılında ÖSYM bünyesinde
yaklaşık 11 milyon adayın katıldığı 15'i elektronik sınav olmak üzere 53 sınav
gerçekleştirildiğini, bu sınavlarda engeli veya sağlık sorunu olan yaklaşık 32
bin 775 adayın sağlık durumlarına uygun özel koşullar sağlanarak sınavlara
alındığını kaydetti.
Yurt Dışından Öğrenci Kabul Sınavı'nın
13 yıl aradan sonra ilk defa Türkiye, KKTC, Almanya, Azerbaycan, Kırgızistan,
Kazakistan, Özbekistan, Afganistan, Tunus ve Suudi Arabistan'da uygulandığını
aktaran Tekin, sınavın ikinci uygulamasının ise 12 Kasım'da 81 il ve KKTC ile
12 ülkede gerçekleştiğini belirtti.
Tekin, gelecek yıl için Milli Eğitim
Bakanlığı bütçesine 1 trilyon 90 milyar 229 milyon 668 bin lira tahsis
edildiğini kaydetti.
Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin, 2020
yılından itibaren harcamaların program sınıflamasına göre tasnif edildiğini
anlatan Tekin, "Harcama önceliği, geliştirme konusunda karar alıcılara
kamu hizmet sunumu performansına ilişkin bilgilerin sağlandığı ve bu bilgilerin
kaynak tahsisi sürecinde sistematik olarak kullanıldığı program bütçe
çerçevesinde hazırlanmaktadır." ifadelerini kullandı.
Tekin, 2024 yılında engellilerin
toplumsal hayata katılımı ve özel eğitim programına 56 milyar 922 milyon 916
bin lira, hayat boyu öğrenme programına 21 milyar 77 milyon 399 bin lira,
ölçme, seçme ve yerleştirme programına 468 milyon 3 bin lira, ortaöğretim programına
331 milyar 287 milyon 777 bin lira, temel eğitim programına 574 milyar 564
milyon 240 bin lira, uluslararası eğitim işbirlikleri ve yurt dışı eğitim
programına 11 milyar 300 milyon 859 bin lira, yönetim ve destek programına 94
milyar 608 milyon 474 bin lira ödenek ayrıldığını bildirdi.
Yusuf Tekin, 345 milyar 814 milyon 782
bin lirası YÖK, YÖKAK ve üniversitelerin bütçesi, 4 milyar 692 milyon 832 bin
lirası ÖSYM Başkanlığı bütçesi, 132 milyar 990 milyon 126 bin lirası
Yükseköğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu bütçesi, 19 milyar 709 milyon lirası
ilköğretim öğrencilerinin ücretsiz ders kitabı giderleri, taşımalı ilköğretim
ve ortaöğretim uygulaması kapsamında öğle yemeği giderleri ve özel eğitime
ihtiyaç duyan öğrencilerin taşıma giderleri için Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Fonundan aktarılacak ödenek, 1 milyar 300 milyon lirası
okullarda kullanılacak kömür alımları için Hazine ve Maliye Bakanlığı
bütçesinde tefrik edilen ödenek, 25 milyar 171 milyon lirası aday ve çıraklara
ödenecek devlet katkısı için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesinde
tefrik edilen ödenek olmak üzere eğitim bütçesinin 1 trilyon 619 milyar 907
milyon 408 bin lira olarak öngörüldüğünü söyledi.
Eğitimin, ülkenin yarınını şekillendiren
en önemli unsur ve insana dair yapılacak yatırımların en değerlisi olduğunu
vurgulayan Tekin, Milli Eğitim Bakanlığı 2024 yılı bütçesinin eğitim ailesine,
öğretmenlere, öğrencilere ve velilere hayırlı olmasını temenni etti.
Gösterilecek sonuç bulunamadı !!!